4-10 MART TUZA DİKKAT HAFTASI”
21 Mart 2019

4-10 MART TUZA DİKKAT HAFTASI”

Tuzu Azaltmak için Hep Birlikte Hareket Etmeliyiz;

Restoranlar, Kafeler, Süpermarketlerden Alınan Gıdalarda Gizli Tuz Mevcuttur

Dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kronik hastalıklar, ülkemizde de her geçen gün sayısı hızla artan ölümlerin başlıca nedenlerindendir. Beslenme ile alınan fazla tuz, kan basıncını arttırarak (hipertansiyona neden olarak) inme ve kalp hastalığı riskini yükseltmektedir. İnme ve Kalp hastalıkları dünya çapında en önemli ölüm ve sakatlık nedenlerinden ikisi olarak gösterilmektedir.

Bireyler tarafından tüketilen tuzun % 80'e varan kısmı, işlenmiş, paketlenmiş gıdalarda- ekmek, kahvaltı gevrekleri veya hazır yemekler gibi veya restoran yemeklerinde, kafeterya yemeklerinde ve ev dışında kalan diğer yerlerde bulunan tuzlardan gelmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önermektedir ve bu miktar bir tatlı kaşığı veya tepeleme bir çay kaşığına denk gelmektedir. Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır.

2017 yılında DSÖ işbirliğinde Sağlık Bakanlığınca gerçekleştirilen “Türkiye Hanehalkı Sağlık Araştırması (Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Risk Faktörleri -2017)” na göre günlük kişi başı tuz yaklaşık tüketiminin 10 g/gün olduğu saptanmıştır. Bu değer Dünya Sağlık Örgütü’ nün önerdiği günlük tüketim miktarının iki katıdır.

Aşırı tuz tüketiminin azaltılması amacıyla Sağlık Bakanlığı’nca “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” yürütülmekte ve çok sektörlü bir yaklaşımla kademeli olarak tuz tüketiminin azaltılması için çalışılmakta; ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ile işbirliği yapılmaktadır. Bu işbirliği çalışmalarına örnek teşkil edecek olan ve aşırı tuz tüketiminin azaltılmasına katkı sağlayacak iki işbirliği protokolü hazırlanmıştır. Bunlardan ilki “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat İşbirliği Platformu, Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Protokolü” dür. 30 Ekim 2018 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) arasında imzalanmıştır. Söz konusu "İşbirliği Protokolü" ile gıda ve içecek sektörü tarafından toplumda tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik gönüllülük esası ile çeşitli faaliyetler yürütülmesi, belirlenen ambalajlı gıda kategorilerinde tuz/sodyum azaltma çalışmalarının sürdürülmesi planlanmıştır. Diğeri ise Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ile Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu’ nu ile Sağlık Bakanlığı arasında 28 Şubat 2019 tarihinde imzalanan “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat İşbirliği Platformu, Aşırı Tuz ve Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolü” dür. Bu protokollerle paketli gıdalarda ve lokanta pastanelerde tuz içeriğinde tedrici olarak 2023 yılına kadar azalma planlanmaktadır

Aşırı tuz tüketimini azaltmak için bazı öneriler:
 Daima taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih edin.
 Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin.
 Tuz içeriği yüksek olan salamura besinleri (zeytin, peynir, turşu gibi) ve konserve besinleri daha az tüketin.
 Hazır gıdalar yerine düzenli ve dengeli olarak taze sebze-meyve tüketin.
 Hazır gıda satın alırken, etiketlerini mutlaka okuyun ve daha az tuzlu olanları tercih edin.
 Yemeğinizin lezzetini arttırmak için tuz yerine maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen, limon gibi besinler ile baharatları kullanın.
 Ev dışında yemek yiyorsanız az tuzlu besinleri tercih edin.
 Maden suları kaynağına göre farklı miktarda sodyum içerir, sodyum içeriğini etiketinden kontrol edin.
Sofra tuzunun %60’ ı klor, %40’ ı ise sodyumdan oluşur.
Unutulmamalıdır ki, göl tuzu, deniz tuzu, kaya tuzu da sodyum içermektedir, dikkatli tüketilmelidir.
Tuzun sağlığımız için zararlı olduğunu bilmemize rağmen, aşırı tuz tüketiyorsak, #DahaAzTuz
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü