4-10 MART TUZA DİKKAT HAFTASI”
Tuzu Azaltmak için Hep Birlikte Hareket Etmeliyiz;
Restoranlar, Kafeler, Süpermarketlerden Alınan Gıdalarda Gizli Tuz Mevcuttur
Dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kronik
hastalıklar, ülkemizde de her geçen gün sayısı hızla artan ölümlerin
başlıca nedenlerindendir. Beslenme ile alınan fazla tuz, kan basıncını
arttırarak (hipertansiyona neden olarak) inme ve kalp hastalığı riskini
yükseltmektedir. İnme ve Kalp hastalıkları dünya çapında en önemli ölüm
ve sakatlık nedenlerinden ikisi olarak gösterilmektedir.
Bireyler
tarafından tüketilen tuzun % 80'e varan kısmı, işlenmiş, paketlenmiş
gıdalarda- ekmek, kahvaltı gevrekleri veya hazır yemekler gibi veya
restoran yemeklerinde, kafeterya yemeklerinde ve ev dışında kalan diğer
yerlerde bulunan tuzlardan gelmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önermektedir ve bu
miktar bir tatlı kaşığı veya tepeleme bir çay kaşığına denk gelmektedir.
Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm
besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır.
2017
yılında DSÖ işbirliğinde Sağlık Bakanlığınca gerçekleştirilen “Türkiye
Hanehalkı Sağlık Araştırması (Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Risk
Faktörleri -2017)” na göre günlük kişi başı tuz yaklaşık tüketiminin 10
g/gün olduğu saptanmıştır. Bu değer Dünya Sağlık Örgütü’ nün önerdiği
günlük tüketim miktarının iki katıdır.
Aşırı tuz tüketiminin
azaltılması amacıyla Sağlık Bakanlığı’nca “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin
Azaltılması Programı” yürütülmekte ve çok sektörlü bir yaklaşımla
kademeli olarak tuz tüketiminin azaltılması için çalışılmakta; ilgili
kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel
sektör ile işbirliği yapılmaktadır. Bu işbirliği çalışmalarına örnek
teşkil edecek olan ve aşırı tuz tüketiminin azaltılmasına katkı
sağlayacak iki işbirliği protokolü hazırlanmıştır. Bunlardan ilki
“Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat İşbirliği Platformu, Aşırı Tuz
Tüketiminin Azaltılması Protokolü” dür. 30 Ekim 2018 tarihinde Sağlık
Bakanlığı ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu
(TGDF) arasında imzalanmıştır. Söz konusu "İşbirliği Protokolü" ile gıda
ve içecek sektörü tarafından toplumda tuz tüketiminin azaltılmasına
yönelik gönüllülük esası ile çeşitli faaliyetler yürütülmesi, belirlenen
ambalajlı gıda kategorilerinde tuz/sodyum azaltma çalışmalarının
sürdürülmesi planlanmıştır. Diğeri ise Türkiye Lokantacılar ve
Pastacılar Federasyonu ile Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu’ nu
ile Sağlık Bakanlığı arasında 28 Şubat 2019 tarihinde imzalanan
“Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat İşbirliği Platformu, Aşırı Tuz ve
Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolü” dür. Bu
protokollerle paketli gıdalarda ve lokanta pastanelerde tuz içeriğinde
tedrici olarak 2023 yılına kadar azalma planlanmaktadır
Aşırı tuz tüketimini azaltmak için bazı öneriler:
Daima taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih edin.
Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin.
Tuz içeriği yüksek olan salamura besinleri (zeytin, peynir, turşu gibi) ve konserve besinleri daha az tüketin.
Hazır gıdalar yerine düzenli ve dengeli olarak taze sebze-meyve tüketin.
Hazır gıda satın alırken, etiketlerini mutlaka okuyun ve daha az tuzlu olanları tercih edin.
Yemeğinizin lezzetini arttırmak için tuz yerine maydanoz, nane,
kekik, dereotu, rezene, fesleğen, limon gibi besinler ile baharatları
kullanın.
Ev dışında yemek yiyorsanız az tuzlu besinleri tercih edin.
Maden suları kaynağına göre farklı miktarda sodyum içerir, sodyum içeriğini etiketinden kontrol edin.
Sofra tuzunun %60’ ı klor, %40’ ı ise sodyumdan oluşur.
Unutulmamalıdır ki, göl tuzu, deniz tuzu, kaya tuzu da sodyum içermektedir, dikkatli tüketilmelidir.
Tuzun sağlığımız için zararlı olduğunu bilmemize rağmen, aşırı tuz tüketiyorsak, #DahaAzTuz
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü